MÜBADELE

MÜBADELE

TÜRKİYE VE YUNANİSTAN ARASINDA GERÇEKLEŞEN NÜFUS MÜBADELESİ


“Türk-Yunan Nüfus Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol”, Lozan Barış Görüşmeleri esnasında ortaya konan ve 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan bir anlaşmadır. Lozan’da görüşülen azınlıklar, göçmenler, savaşlar nedeniyle üretimin durması, ekonominin daha da kötüye gitmesi gibi meselelerin büyük sorunlar içermesi ve çok taraflı oluşu, çözüm surecinin uluslararası bir boyut kazanmasına sebep olmuştur. Milletler Cemiyeti tarafından Dr. Fridtjof Nansen (1861-1930) görevlendirilmiş ve o da her iki ülkeye ziyaretlerde bulunarak çözüm yolları aramıştır. Her ne kadar nüfus mübadelesi, birçok siyasetçi tarafından savaş sonunda her iki ülke için de geçerli olan toplumsal karmaşaya yönelik tek çare olarak görülmemişse de o şartlar altında en kolay çözüm olarak düşünülmüştür. Nüfus Mübadelesine dair Nansen’in ilk önerisi, isteğe bağlı bir seçimi ve İstanbul Rumlarının dâhil edilmemesini içermekteydi. Ancak bu ilk öneri, Batı Trakya’da Müslümanların azınlık değil çoğunluk olduğu gerekçesiyle Türk heyeti tarafından reddedilmiştir. Yunanistan ülkesindeki Rum göçmen nüfusunun bir an önce iskânını arzuladığından, Yunan heyeti 350.000 Müslümanın Türkiye’ye gönderilmesini talep etmiştir. Bu tartışmalar ışığında geliştirilen Nansen’in önerisinin son hali, 1 Aralık 1922 tarihinde Lozan’da okunmuş ve buna göre 30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye ve Yunanistan karşılıklı nüfus değişimi üzerinde anlaşmışlardır.

 
T. E. Sepetçioğlu’nun “İki Tarihsel “Eski” Kavram, Bir Sosyo-Kültürel “Yeni” Kimlik: Mübadele Nedir, Mübadiller Kimlerdir?” (2014) makalesinden özetlenmiştir.

30 Ocak 1923’te Türk ve Yunan heyetleri arasında imzalanan “Türk-Yunan Nüfus Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol” ile Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya’dakiler hariç Müslüman nüfusla Türkiye’de yaşayan İstanbul, Bozcaada ve Gökçeada’daki Rum Ortodoks nüfus mübadele edilmiştir. Sözleşme, kimin mübadeleye tabi tutulacağı veya hariç tutulacağı, sahip oldukları mülklerin tasfiyesi, göç sürecinin denetlenmesi gibi konular üzerine ayrıntılı tarifleri ve şartları içermektedir.

Antlaşma’nın ardından Yunanistan’dan gelen Müslümanların büyük çoğunluğu, bu sözleşme bağlamında belirlenen kurallara göre Türkiye’ye gelmiş ve yerleştirilmişlerdir. Ortodoks Rumların çoğunluğu ise -Antlaşma’dan önce- savaş esnasında ve Yunan ordusunun 1922 Ağustosundaki yenilgisinin ardından Anadolu’dan ayrılmıştır; onlar bu süreçte belirli bir denetime tabi olmamışlardır. 11 Ekim 1922 tarihinde imzalanan Mudanya Mütarekesi’ni izleyen günlerde de Doğu Trakya’dan ve İstanbul’dan çok sayıda Rum, Yunanistan’a göç etmişti. Bu kişiler ile Batı Anadolu’daki Rum halkı da 1923’te imzalanmış olan sözleşme uyarınca göç kapsamına alınmışlardır.

 

F. Emgili’nin “Türk Yunan Nüfus Mübadelesi Hakkındaki Araştırmalara Bir Bakış” (2017) adlı makalesinden özetlenmiştir.

 

Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi ile Türkiye’de yaşayan 1.200.000 civarında Rum’unun ve Yunanistan’da yaşayan 400.000 civarındaki Müslüman’ının zorunlu değiş tokuşu, göç edenler açısından kargaşa ve mutsuzluk yaratmıştır. Buna ilaveten, nüfus mübadelesi iki ülkenin toplumsal, siyasi ve iktisadi dokusunda önemli dönüşümlere de sebep olmuştur. Mübadele ile Yunanistan’a giden Rumların büyük çoğunluğunu; tüccar, sanayici, sanatkâr, serbest meslek grubu oluşturmaktaydı. Buna karşılık Yunanistan’dan gelen kentli, kasabalı ve köylü göçmen gruplar içinde çiftçi, memur, zanaatkar, tüccar, işçi, doktor, polis, postacı, öğretmen, terzi, saraç, oduncu, şoför, fırıncı, marangoz, kayıkçı, kunduracı gibi farklı mesleklerden kişiler bulunuyordu. Fakat yine de gelenlerin büyük çoğunluğu kırsal kesimdendi; tarım ve hayvancılıkla uğraşıyordu.

 

F. Emgili’nin “Türk- Yunan Nüfus Mübadelesi’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin Millî İktisadının Oluşumundaki Etkisi” (2014) adlı makalesinden özetlenmiştir.

 

Türkiye’ye gemilerle getirilen göçmenler, belli limanlar üzerinden on İskân Mıntıkası’nda farklı illere yerleştirilmişlerdir. Birinci İskân Mıntıkası; Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Amasya, Tokat ve Çorum, İkinci İskân Mıntıkası; Edirne, Tekirdağ, Gelibolu, Kırklareli ve Çanakkale, Üçüncü İskân Mıntıkası Balıkesir; Dördüncü İskân Mıntıkası; İzmir, Manisa, Aydın, Muğla ve Afyon; Beşinci İskân Mıntıkası Bursa, Altıncı İskân Mıntıkası; İstanbul, Çatalca ve Zonguldak, Yedinci İskân Mıntıkası; İzmit, Bolu, Bilecik, Eskişehir ve Kütahya, Sekizinci İskân Mıntıkası Antalya, Isparta ve Burdur, Dokuzuncu İskân Mıntıkası; Konya, Niğde, Kayseri, Aksaray ve Kırşehir, Onuncu İskân Mıntıkası; Adana, Mersin, Silifke, Kozan, Gaziantep ve Maraş’tan oluşuyordu.

 

T. E. Sepetçioğlu’nun “Bazı Tasfiye Talepnâmelerine Göre Samsun’a İskân Edilen Mübadillerin Geldikleri Yöreler ve Samsun ve Çevresindeki Göçmen İskân Birimleri” (2015) makalesinden özetlenmiştir.